Sanayi devrimi sonrasında üretimin yaygınlaşması, otomasyon sistemlerinin gelişmesi ve son 20 yılda bilişim teknolojilerinin de üretime katkıda bulunması ile çok sayıda firma birbiriyle rekabet içerisine girmektedir. Aynı tüketiciye benzer mal ve hizmetler sunan şirketler arasında rekabette belirleyici olan unsur Ar-Ge faaliyetleri ve inovasyondur. Hatta bazı uluslararası şirketler sadece inovasyon, telif hakları ve patent üzerinden yeni işletme modelleri kurabilmektedir.

Hal böyle olunca marka, patent, faydalı model, endüstriyel tasarım, yazılım gibi gayrımaddi varlıklar üzerinde de birçok hukuki uyuşmazlıklar yaşanmaktadır.