Ceza Davaları
1. Hırsızlık
Günümüzde hırsızlık en yaygın şekilde mağduriyet oluşturan ve toplum içerisinde hukuka karşı şikâyetlerin yükselmesine neden olan olayların başında gelmektedir. Hırsızlık yapılamaması insanları umutsuzluğa çoğu zamanda güvensizliğe itmektedir. Cezaların miktarı ve yeterli olması kanun koyucunun görevidir. Ancak bir hırsızlık olayının olmadan önce bunu engelleyecek teknik önlemlerin nasıl alınması gerektiği, bu önlemlerin insanların mahremiyetine zarar vermemesi, maliyet olarak onları yormaması, herhangi bir olay gerçekleştikten sonrada delilerin doğru bir şekilde alınması, bu delillerin incelenmesi, bu delillerden gerçek faillerin ortaya çıkarılması teknik bir konudur. Bu teknik işlemler sırasında savcılıklar ya da mahkemeler tarafından yürütülecek sürecin nasıl olması gerektiği ve yapılan işlemlerin yorumu teknik hukuktur. Günümüzde hırsızlık olaylarında ilk başvurulan adım bilindiği gibi kamera kayıtlarıdır. Hırsızlık olayı yaşandıktan sonra yapılacak işlemler yaygın bilinen bir konu olmasına rağmen daha hırsızlık gerçekleşmeden alınacak önlemlerde oldukça önemlidir.Nasıl ki olayın gerçekleşmesiyle ortaya bir suç meydana geliyorsa, hukuk buna dahil oluyorsa aynı şekilde olay gerçekleşmeden de alınacak önlemlerin hem hukuki hem de teknik yönü mevcuttur. Buna konuya bir örnek vermek gerekilirse, güvenlik amacıyla takılan kameralar günlük yaşantımızın bir parçası olmuştur.Kamera taktıracak olan yerin herkesin yaşadığı bir site olarak farz edelim, bu sitede toplu ortak bir yaşam var. Peki, bu kameraların yerleştirilme stratejisini kim belirliyor? Bunu belirleyen genelde kamera takma işini yapan satıcılar, bu ihtiyacı belirlemesi gereken kişi sizce satıcılar mı site sakinleri mi? Şimdi bu stratejinin belirlenmesinde kameraların nerede olacağı, ne şekilde takılacağının seçiminin yükünü kime vermeliyiz? Sadece site yöneticisine verilmesi durumunda, site yöneticisi bu konuda güvenlik kamera uzmanı değil ki? Farz edelim, bunu kameranın alındığı şirket belirletti, sonuçta bunu satıcı belirledi. İlerde bu kameraların yanlış belirlenmesinde oluşacak suçta kameracının sorumluluğu ne olacak? Bu durum hukuki bir sonuç ortaya çıkarttı. Bu satın alma işi yapılırken burada bir satış sözleşmesi, bir de kameraların monte edilmesi durumunda bir eser sözleşmesi. Buna baktığımız zaman kamera işi karma sözleşmedir. Dünyanın en iyi kameralarıda seçilse altyapı doğru yapılmazsa, montajı düzgün yapılmazsa, yerlerine doğru takılmazsa hedeflediğimiz sonucu ortaya çıkartmayacaktır. Peki, buradaki olayın sorumluluğu kime ait? Hırsızlık deyince akla sadece bir mağdur bir de bu fiili gerçekleştiren fail gelir ama gerçekte böyle değildir. Hırsızlığın bir de geçmişi vardır. Şimdi sadece kendi binamız için düşündüğümüzde kameranın alınması ya da alınmamasıda bir sorumluluk. Mesela “Tek daire olarak defalarca söyledim zemin katta oturuyordum ama üst kattakiler bizim için gerekli değil” diyerek şikayet eden biri açısından burada bir sorumluluk oluşur mu oluşmaz mı? Bunlar hep Teknik Hukuk içinde hem hukuk var hem teknik var.? Hırsızlık sadece hırsızın ve mağdurun taraf olduğu bir olay değildir. Ayrıca hırsızlık sadece mala zarar vermekle kalmaz, toplum sağlığına ve insanların manevi sağlığına da zarar verir. Hırsızlık çok yönlü olduğu gibi bunu engelleyecek önlemlerde çok yönlüdür. Kamera sisteminin almaya gelindiği zamanda kameraların hangi yüksekliğe koyulacağı; örneğin, çok yüksek bir yere koyulursa kamera büyük bir alan alır ama yukardan baktığı için insanların yüzlerini netleştirmede sıkıntılar yaşar ancak çok aşağıya konulursa da bu sefer haddinden fazla kamera olur haddinden fazla maliyet çıkar. İşte bu bir stratejidir. Diğer bir örnek, kameraları koyulur peki koyulan bu kameralar kim tarafından korunacak? Hırsızın gelip kameraları teker teker kırması durumunda kameralar birbirini görmüyorsa, birbirini korumuyorlarsa kayıtlarda hiçbir sonuç elde edilmez. Böyle bir hata olduğu zaman bunun sorumlusu kim? Tazminat nereden doğar? Tazminatın doğabilmesi için haksız fiil, hukuka aykırı bir eylem ve bunların arasında bir illiyet bağı bulunacağını söyleyebiliriz. Yakalanan görüntülerde eşleşme yapılabiliyor mu? Yüzünde teknik olarak iyileştirme yapılabiliyor mu? Hem bu durumun sınırını hem de teknik tarafını bilerek değerlendirmesi gereklidir. İşte bu Teknik Hukuk. Teknik Hukuk bilmeyen biri bu değerlendirmeyi doğru yapamaz. Olayın sadece hakime bırakılması da hakime haksızlık sayılacağı ve hakimin her bir olayın teknik olarak uzmanı olması mümkün olmayacağı için bu durumun hukuktaki sorumluluğu farklı olduğuna göre bunu değerlendirecek kişinin de bunu bilerek değerlendirmesi lazım. Bu durum teknik hukukun bizim için gerekli olduğunu gösteriyor.