Kredi kartı kopyalanması suçu, kartların hayatımıza iyice girmesiyle son yıllarda hızla artan ve gelişen bir suç tipi olmasıyla bilişim suçlarının başında gelmektedir. Kredi kartları eskiden ilk çıktığı zamanlarda sadece hesaptan para çekmeye yarayan bankamatik kartlarıydı. Eski tip kredi kartlarında güvenlik şeridini sürterek işlem yapıyorduk. Kısa bir süre sonra gelişerek çipli, ardından temassız kartları çıkardılar. Gelecekte çok farklı şeyler çıkacağı için, gün geçtikçe gelişen bir alet olmasıyla teknolojik olarak her gün amacı işlevi de bununla beraber gelişiyor. Dolayısıyla üzerindeki güvenlik şeridiyle o bilginin kopyalanıp çalınması başka çipin içindeki şeyin çalınması başka, temassız ödeme yapılırken havadan bilgiyi kapma bambaşka durumlardır. Teknik olarak ve hukuken bu üçü birbirinden farklıdır. Mesela eskiden o güvenlik şeritlerinin içindeki bilgi kırılmazdı, kart direkt kopyalanırdı, şifrede bir şekilde öğrenilirdi. Zaten çoğu kişide arkasına imza atılması gereken yere şifreyi yazardı. Kartın arkasına imza atılması gereken yere atılan imzayla slipin arkasındaki imza, güvenlik önlemi teyit amaçlı olmasına rağmen imza yerine şifre yazdıkları için amacının tersi yönünde sonuç doğuruyordu.

Ardından çiplerin çıkmasıyla şifreler çipin içerisine gömülü olarak üretilmişti. Şifreyi kırabilmek için bu seferde kartı soktuğumuz post cihazının yazılımını kırıyorlardı. Buradaki mağdur kart sahibiyle beraber post firması hatta banka bile mağdur oluyor. Durum böyle olunca olayın hukuki niteliği değişiyor. Burada fikri mülkiyet anlamında ciddi bir ihlal var.

Örneğin, temassız kredi kartı kullandıktan sonra otobüse binen biri cebinde kart dururken, aynı otobüse cebinde şifre kırmak için cihaz bulunan biri daha bindi ve 20 kişinin parasını o alet sayesinde çekti. Bu suçla diğer suç sizce aynı mı yoksa hiç mi alakası yok?

Bu durumun hukuki boyutuyla beraber teknik konusunun da düşünülmesi büyük bir başarıdır. Bu iş davanın yön değiştirmesine sebep olabilecek haklı nedenlerin çıkmasına yarayacaktır.